“Salgın sürecini doğru yönetmemek hastalığın yayılmasına neden olur”

“Salgın sürecini doğru yönetmemek hastalığın yayılmasına neden olur”

 

Halkın Partisi Genel Sekreteri ve Moleküler Genetik Uzmanı Dr. Jale Refik Rogers, koronavirüs salgını ile ilgili mücadelede test yapmanın, pozitif vakaların tespit edilmesinin ve bu kişilerin izole edilerek tedavi edilmesi kadar; hangi testin, kime, ne zaman yapıldığının da salgın yönetimi için büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Rogers, “Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘çok test yapın’ uyarısı ile ülkemizde de çok test yapılması yönünde bir haklı beklenti oluşmuştur. Hastalık belirtisi olan veya Covid-19 pozitif olan kişilerle temasta olan kişilere PCR testinin yapılması bu salgını durdurmak için şu anda elimizde tuttuğumuz en önemli silahtır. Dolayısıyla ülke genelinde, farklı bölgelerdeki sağlık merkezlerine başvuran ve koronavirüs açısından vaka tanımına uyan kişilerden yerinde örnek alınabilmesi önemlidir. Bu sürecin doğru yönetilmemesi, ülke genelinde testlerin yapılması için mekanizmanın kurulmaması, hastalığın daha çok yayılarak eve kapanmanın ve ekonomik faaliyetlerin durdurulmasının uzaması anlamına gelmektedir” ifadesini kullandı. Rogers, ülkenin içinden geçtiği bu dönemde verilecek olan mücadelenin, tüm ideolojilerin üstünde olması gerektiğine vurgu yaptı, siyasi kimliklerden, çatışmalardan, propaganda kaygısından uzak birlikte ortak akılla hareket edilmesinin şart olduğunu söyledi.

 

“Genetik Laboratuvarı kapasitesinin altında hizmet veriyor”

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde bulunan genetik laboratuvarının koronavirüsün ülkeye gelmesiyle birlikte koronavirüs testini yapmak için harekete geçtiğini ve şu anda Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği gerçek-zamanlı PCR testlerini yapmaya başladığını söyleyen Rogers, laboratuvarın şu anda istenilen performansta çalışmadığına dikkat çekti: “Bu tür virüslerle çalışma deneyimi olan bu laboratuvarda yapılan testler tanı açısından önemlidir. Ülkenin dört bir yanında Covid-19 şüphesi olan vakaların başvurabileceği, doğru vakalardan test örneklerinin alınabileceği ve bu örneklerin Genetik Laboratuvarı’na ulaştırılması için kurulan sistem istenilen performansta çalışmamaktadır. Şu anda bu Genetik Laboratuvarı kapasitesinin altında test sayıları ile hizmet vermektedir. Günlük test kapasitesi 120 olan bu laboratuvar, çoğu günler bu sayının altında örnek çalışmaktadır.”

 

“Salgını kontrol altına almak için test sayısı artırılmalıdır”

 

“Ülke genelinde, her şehirde test örneklerinin alınabileceği merkezler belirlenmesi veya kurulması, bilimsel bir test algoritması çerçevesinde Covid-19 hastalık belirtilerine uyan kişilerden örnek alınması ve alınacak bu örneklerin BNDH Genetik Laboratuvarı’na gönderilerek, bu laboratuvarın tam kapasite çalıştırılması önemlidir” diyen Rogers, salgını kontrol altına almanın en kilit noktasının ülke genelinde test sayısını artırmak olduğunu belirtti ve ekledi:

“Ülke genelinde test örneklerinin alınabileceği merkezler belirlenmesi ve Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Genetik Laboratuvarı’nın kapasitesinin yetersiz kalması durumunda, devletin bu kapasiteyi artırması uygun olabilir. Kapasite artırımı ile ilgili bazı girişimler halihazırda yapılmıştır. Bu noktada Veteriner Dairesi ile cihaz kullanımı ve eleman desteği açısından işbirliği yapıldı. Veteriner Dairesi’nde moleküler biyoloji tekniğini çalışan veteriner hekimler ve cihazlar devletin Genetik Laboratuvarı’na taşındı, çalışmaya başladı. Ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) çalışan moleküler biyoloji uzmanı arkadaşlarımız halihazırda devletin Genetik Laboratuvarı’nda görevlendirildi.”

 

“Sağlık Bakanlığı elimizdeki kaynakların en etkin şekilde kullanılacağı bir sistem kurmalı”

 

Testlerin birden fazla merkezde yapılmasının da bir seçenek olduğunu ve Sağlık Bakanlığı tarafından bu yönde bazı adımlar atıldığını gördüğünü anlatan Jale Refik Rogers, devletin tanı merkezlerini artırma gibi bir kararı olduğu takdirde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda bu merkezlerin, gerçek zamanlı PCR metodu ile ilgili geçmiş deneyimi olması, güvenlik kabini, uygun alt yapısı olması ve benzeri tanı testleri çalışma deneyimi olan moleküler biyoloji uzmanları çalıştırması gibi kriterlerin önemli olduğunu söyledi. Rogers, “Dünyada üretilen kitlerin salgın dolayısı ile temininde de sıkıntılar olabileceğinden, elimizdeki kaynakların en etkin şekilde nasıl kullanılabileceğini Sağlık Bakanlığı dikkatle değerlendirerek nasıl bir sistem kuracağına kararı vermelidir.” dedi.

 

 

“Kart testleri hastalara tanı koyamaz, kuluçka döneminde negatif çıkar”

 

Gündemde olan kart testleriyle ilgili de bilgi veren Rogers, söz konusu testlerin tanı koymak için güvenilir veya önerilen bir yöntem olmadığına dikkat çekti. Kart testlerinin hastalığın kuluçka döneminde olan bir kişide veya yeni ateşi çıkmış bir kişide genellikle negatif sonuç verdiğinin altını çizen Rogers, bu testlerin hastalığa tanı koyamadığını ifade etti: “Salgının başında olan bir ülke olarak bizim önceliğimiz hasta kişileri en çabuk şekilde ve önerilen yöntem olan PCR testi ile tespit etmek ve izole etmek olmalıdır. Salgını ancak bu şekilde kontrol altına alabileceğiz. 

Halkın yapılan testlere ve sonuçlarına güven duyması açısından, kullanılan test metodolojisinin tutarlı olması çok önemlidir. Temaslı takibinin doğru yapılabilmesi ve testlerden güvenilir sonuçlar alınabilmesi için laboratuvar veya laboratuvarların Sağlık Bakanlığı tarafından merkezi olarak yönetilmesi ve standartların yüksek tutulması şarttır. Laboratuvarlardan alınacak tüm test sonuçlarının ve klinik bulguların devlet eliyle bir merkezde toplanması ve hep birlikte analiz edilmesi hem halk sağlığını korumak hem de kamuoyuna doğru bilgi aktarılması açısından gereklidir.”