Halkın Partisi


Değerli basın mensupları, saygıdeğer Kıbrıs Türk Halkı;

Aylardır süren bir çalışmanın ve halkın farklı kesimleriyle yaptığımız temas ve görüş alış-verişinin bir ürünü olarak bugün itibariyle İçişleri Bakanlığı’na yaptığımız başvuruyla Halkın Partisi resmen kurulmuştur.
Yeni Bir Siyaset Anlayışına İhtiyaç Vardır

Kıbrıs Türk siyasi yaşamında köklü bir değişime, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç vardır.

Bugüne değin ülke yönetimine hakim olan eski siyaset anlayışı, partisel, zümresel, ailesel ve kişisel çıkarlar temelinde mevcut sistemi yaratmış, beslemiş ve beslemeye devam etmektedir. Bu durum ülke yönetimine dair bir değerler erozyonuna neden olmuş, bu da halkın iradesinin her düzeyde yok sayılması ve kendi geleceğini belirleme kapasitesini giderek kaybetmesi sonucunu doğurmuştur. Mevcut eski siyasetin yarattığı bu yapının ve yönetim anlayışının köklü şekilde değiştirilmesi artık kaçınılmazdır.



İrademizi İpotek Altına Alan İlişkiler Kurmayacağız

Yaşamakta olduğumuz sadece ülkenin yönetilmesine dair bir değerler erozyonu değil aynı zamanda toplumsal anlamda yaşanan bir değerler aşınmasıdır. Bu durum ciddi bir güven bunalımını da beraberinde getirmiştir. Menfaat ilişkilerine, partizanlığa, makam düşkünlüğüne ve usulsüzlüklere dayanan eski siyaset anlayışına toplumda oluşan bu güvensizlik, toplumun kendi kurumlarına uzaklaşmasına, kendi iradesine sahip çıkmakta zorlanmasına neden olmaktadır. Halkın Partisi, halkın iradesinin kamusal alana, devlet yönetimine sağlıklı yansıtılması, Kıbrıs Türkünün iyi yönetilecek kurumlar aracılığyla kendine olan güvenini ve öz saygıyı yeniden kazanması hedefiyle yola çıkmıştır.

Bizler, verilen sözlerin tutulmasına, ülke yararını esas alan bir ortak paydada buluşmaya engel teşkil eden hususun, siyasetin toplumun farklı kesimleriyle, kurmuş olduğu ilişkinin doğasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, bir yandan seçmen, diğer yandansa iş insanları, sendikalar, meslek kuruluşları ve diğer sivil toplum örgütleri ile irademizi ipotek altına koyacak türden bir ilişkiye girmeyeceğiz. Yeni siyaset anlayışı, gelecekte verdiği sözleri tutabilmek için bugünden, iktidara gelmezden önce göstereceği duruş ile iradesini koruyacak, toplumun farklı kesimleriyle kişisel, zümresel, ailesel ve partisel menfaate dayalı ve bağımlılık yaratacak ilişkileri kurmayı kabul etmeyecektir.

Halkın Partisi'nin Amacı

Halkın Partisinin amacı, yeni bir siyaset anlayışıyla insan haklarına, demokrasi, laiklik, sosyal adalet, şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakat ve hukukun üstünlüğü temelinde halk iradesini esas alan iyi yönetim ilkesine dayalı bir sistem kurmak ve Halkın hayat kalitesini ve refahını artırmaktır. Bunu gerçekleştirerek Halkın bağımlılığını azaltacak, öz güvenini yeniden tesis edecek ve gerek diğer devletler, gerekse diğer toplumlar nezdinde Kıbrıs Türk Halkına saygınlık kazandıracağız.

Bu amaçları hayata geçirebilmek için her hal ve şartta partizanlığa, yolsuzluğa, usulsüzlüğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, eşitsizliğe, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, israfa, keyfiliğe ve kötü yönetime neden olabilecek her türlü tutum ve davranışa karşı etkili bir mücadele içerisinde olacağız.

Parti Programı ve Vizyon

Halkın Partisi ülkede kangren halini almış pek çok sorunun nedenlerinin saptandığı ve bu temelde çözüm önerilerinin ortaya konulduğu bir parti programı ile Halkın karşısına çıkıyor. Kapsamlı bir metin olarak farklı alanlardan çok sayıda uzmanın katılımı, köy, bölge ve sivil toplum örgütleriyle yapılan istişareler sonucunda hazırlanan bu program partinin temel felsefesini, ilkelerini ve somut çözüm önerilerini içermektedir.

  • Sıkıntı İdeolojilerde Değil Uygulamadaki YozlaşmadadırÜlkemizde iyi ve hak ettiğimiz gibi bir yönetimin kurulamıyor olmasının temelinde zaman zaman iktidara gelen siyasal partilerin benimsediği ideolojilerden ziyade, siyasilerin uygulamada yozlaşmaya varan ve çoğu zaman da hukuk dışılığa ve partizanlığa dayanan icraatlar yatar. Bizler siyasi yelpazenin farklı noktalarında duran bireylerin özellikle zaman içerisinde yozlaşan temel değerlerin tamir edilmesinde ve yönetimin farklı başlıkları konusunda ortak bir paydada buluşulabileceğine inanıyoruz.
Parti Tüzüğü ve Yapısal Farklılıklar

Halkın Partisi, tüzüğünde yer alan özel düzenlemelerle diğer siyasi partilerden bazı açılardan farklı bir yapıya sahip olacak. Siyasetteki yozlaşmaya neden olduğunu düşündüğümüz birtakım hususları engellemek ve temiz siyaset ilkesini gerçekten hayata geçirebilmek için bu yapısal farklılıkların yardımcı olacağını değerlendirmekteyiz.
  • Delege ve örgüt başkanları olmayacak: Bugüne değin pek çok köyde ve daha küçük yerleşim yerinde örgüt başkanlarının kendilerinin, ailelerinin ve yakınlarının menfaati için parti yönetimleri üzerinde etkili oldukları, bunun da siyasi yozlaşmanın en önemli unsurlarından birisine dönüştüğü bilinmektedir. Halkın Partisi’nde örgüt başkanlığı gibi bir konum olmayacaktır. Delegelerin ve örgüt başkanlarının değil sadece üyeliğin temel örgütlenme birimi olacağı bu yapıda tüm üyelerin ilçe örgüt yönetiminin toplantılarına katılarak görüşlerini, eleştirilerini doğrudan aktarmaları mümkün olacak.
  • Kadınlar ve gençler için bir “kol” olmayacak, onlar yönetimde yer alacak: Bizler gençlerin ve kadınların ayrı bir yerde toplanması,farklı platformlarda bir uğraş vermesi anlayışı yerine doğrudan varlığı ve fikirleriyle yönetimde yer almasını tercih ediyoruz. Bu nedenle bu türden bir ayrıma gitmeyeceğiz. Gençlerin ve kadınların gerek merkez gerekse ilçe karar ve icra organlarımızda yer almasını sağlayacağız.
  • Başka Partiden Olanlar da Üye Olabilecek:Geçmişte başka siyasal partilere üye olmuş ama yönetim kadrolarında yer almamış olan herkesin Halkın Partisi’ne üyelik başvurusu yapması ve gerekli şartları yerine getirmesi durumunda da üye olması mümkündür. Öte yandan geçmişte bir siyasi partinin bazı yönetim kademelerinde yer almış olan kişilerin Halkın Partisi’ne üyeliği daha farklı bir prosedüre tabi olacaktır. Olağan başvurudan farklı olarak geçmişte başka partilerin yönetiminde yer almış olan bu kişilerin üyelik başvurusu sırasında kaynağıyla birlikte kamuoyuna açık şekilde mal beyanında bulunmaları ve geçmişteki siyasi yaşamlarında Halkın Partisi’nin amaçlarına ve ilkelerine ters bir tutum içerisinde bulunup bulunmadıklarına dair açıklama yapmaları da istenilecek. Parti organları bu kişilerin üyeliğine bu bilgiler ışığında karar verecek.
  • Parti Değiştiren Vekiller Üye Olamayacak:Toplumun hassasiyetleri ve ülkede siyasetin yozlaşma açısından geldiği noktayı dikkate alarak herhangi bir başka siyasal partide genel başkan, eş genel başkan veya genel sekreter görevi almış olan kişiler ile bir siyasal partiden milletvekili seçildikten sonra milletvekilliği devam ederken bir başka siyasal partiye geçiş yapmış olan kişiler; bir siyasal partiden belediye başkanı seçildikten sonra belediye başkanlığı devam ederken bir başka siyasal partiye geçiş yapmış olan kişiler ve Başka bir siyasal partiden milletvekili olarak seçilip milletvekilliği devam eden kişiler Halkın Partisi’ne üyelik başvurusu yapamazlar.
  • Farklı bir parti disiplini anlayışı: Eski siyaset anlayışından farklı olarak Halkın Partisi üyeleri, yöneticileri ve seçilmişleri çok-seslilik ilkesi uyarınca parti kararlarından farklılaşan düşüncelerini kendilerini bağlayacak şekilde ifade edebilecek, savunmaya devam edebilecekler. Yolsuzluk, partizanlık, hukuksuzluk gibi temel ilkelere aykırı düşen davranışlar ve söylemler parti disiplini kapsamında değerlendirilecek ve sıfır toleransla partiden atılmakla sonuçlanacak.
  • Toplu üyelik veya basına açıklama yoluyla üyelik kabul edilmeyecek:Eski siyaset anlayışının bir ürünü olarak birey iradesinin bilerek ve isteyerek bir siyasi oluşum içerisinde yer alma şeklinde ortaya çıkması yerine, topluca ya da tepki şeklinde ve basına açıklama yaparak bir başka partiye geçme siyasi kültürümüzde maalesef son derece yanlış bir uygulama olarak yer etmiştir. Bu türden bir uygulama ile üyelik kabul etmeyeceğiz.
  • Makbuz olmadan bağış kabul edilmeyecek, harcamalar düzenli açıklanacak: Hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla hareket edileceğinden bağışlarda yasayı da dikkate alan bir üst limit uygulanacak, makbuz olmadan bağış kesinlikle kabuledilmeyecek. Öte yandan gelir ve giderler belirli aralıklarda halkın da erişebileceği ortamlarda kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaşılacak.


İki Temel İlke

Halkın Partisi’nin sorunların çözümüne dönük önerileri iki temel ilkeye dayalı olarak şekillendirilmiştir:
  1. İyi Yönetim İlkesi: Yeni siyaset anlayışının hayata geçireceği iyi yönetim ilkesi; Devletin her kademesinde işinin ehli olan bireylerin görev aldığı; yapılacak icraatlarda toplumun tamamının yararının esas alındığı; kamu kaynaklarının planlamaya dayalı bir verimlilik çerçevesinde kullanıldığı ve israf edilmediği; etkili denetim mekanizmalarıyla yürürlükteki kuralların uygulandığı; şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlandığı; hesap sormanın mümkün olduğu; partizanlık, yolsuzluk ve diğer hukuksuzluklara müsamaha edilmeyen bir sistemi tarif eder.
  2. Sosyal Adalet İlkesi:Yeni siyaset anlayışına göre devlet vatandaş için vardır. Bu nedenle bir yandan dar gelirlilerin desteklenmesi, diğer yandansa devletin sağlamakla mükellef olduğu hizmetlerde bireylerin gelir farklılıkları nedeniyle mağdur olmayacakları dengeli, adil bir yapı oluşturacağız. Halkın Partisi sosyal adalet ilkesini öncelikli olarak şu alanlarda uygulayacağımız politikalarla hayata geçirecek: Eğitim, Sağlık, Çalışma yaşamı, vergi ve sosyal hizmetler.


Bazı Başlıklar Temelinde Vizyonumuz:

Halkın Partisi programında çok farklı konularda sorunların çözümüne yönelik gerçekçi ve somut öneriler yer almaktadır.
  • Yolsuzluk, partizanlık ve hukuksuzluklara karşı etkili mücadele:Kamu kaynaklarının ve dolayısıyla çocuklarımızın geleceğinin çalınması anlamına gelen yolsuzluklara, hukuksuzluklara ve partizanlığa karşı etkili ve sonuç alıcı bir mücadele en önemli hedeflerimiz arasında olacak. Kendi irademize sahip çıkabilmemiz için olmazsa olmazlardan birisi de bu doğrultuda verilecek mücadeledir. Bu bağlamda Sayıştay, Hukuk Dairesi, Polis, Maliye Teftiş ve ombudsman ile Başbakanlık Denetleme Kurulu bağlamında bazı adımlar atarak sistemin çalışır duruma gelmesini sağlayacağız.
  • Adil bir vergi politikası ve çalışma yaşamına dair kuralların uygulanması:Sosyal adalet ilkesini hayata geçirmek kullanılacak en önemli araçlardan birisi vergi uygulamaları olacak. Re'sen vergilendirmenin haksız tarh edilmesi de dahil olmak üzere adaletsiz ve hiçbir esasa uymayan vergilendirme uygulamalarına son vereceğiz. Taşınmaz mal vergilerinde taşınmazın değerini esas alan ve dar gelirlileri koruyan bir yaklaşım ortaya koyacağız. Vergi konusunda kapsamlı ve farklı vergi türlerine dair önerilerimiz programda madde madde yer almaktadır. Öte yandan özel sektör çalışanlarının çalışma hayatına dair kurallar uygulanmadığı, denetim yapılmadığı için ciddi bir sosyal sorunla karşı karşıyayız. Çalışma saatlerinden, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarına tüm kuralların uygulanmasında sıfır tolerans yaklaşımını hayata geçireceğiz.
  • Sivilleşme ve demokratikleşmeye dönük adımlar:Türkiye ile savunma ve işbirliği antlaşması yapılması ve Anayasanının geçici 10. Maddesinin kaldırılması; askeri bölgelerin sayısının azaltılması, bir bölümünün yatırım ve istihdam alanına çevrilmesi, vicdani ret hakkının yasal olarak düzenlenmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile sistemimizin uyumlu hale getirilmesi için diğer adımları hayata geçireceğiz. Türkiye ile olan her nevi ilişkinin kamu kurumlarımızın dahiliyeti ile çözülmesinde muhtaplar arasındaki dengenin sağlanması için Türkiye’nin mevcut bakanlığı olan Kıbrıs İslerinden Sorumlu bakanlığına muadil müstakil bir koordinasyon bakanlığı oluşturacağız.
  • Kaliteli ve laiklik ilkesine dayalı bir eğitim sistemi:Ülkemizde yaşayan bireylerin gelir düzeyleri ve ikamet yerleri ne olursa olsun zorunlu temel eğitimin gelişmiş ülkelerdeki standartlarda herkese devlet tarafından sağlanması bizim için sosyal adalet ilkesinin gerçekleştirilmesi bağlamında olmazsa olmazdır. Yıllardır eğitim konusunda sürekli olarak değişen ve üstelik çoğu zaman da işinin ehli olmayan siyasiler, bakanlar, müsteşarlar ve müdürler nedeniyle ülkemizin geleceğini şekillendirecek yeni nesillerin tehlikeye atıldığı bir durum yaratılmıştır. Hedefimiz, eğitimi, siyasi etkilerden arındırılmış planlamaya dayalı kaliteyi ön plana çıkaran bir devlet politikası haline dönüştürmektir. Uygulamaya koyacağımız ve laiklik temelinde şekillendirilecek olan eğitim politikamız şeffaf, objektif ve etkili denetim mekanizmalarına dayanacak. Farklı denetim ve devlet okullarında kaliteyi artırmaya dönük diğer önerilerimiz detaylı şekilde programda yer almaktadır.
  • Sağlık sistemi ve sosyal adalet: Ülkemizde yaşayan bireylerin gelir düzeyleri ya da ikamet ettikleri bölge ne olursa olsun asgari temel sağlık hizmetlerinden yararlanmasını mümkün kılarak Anayasamızda da yer alan “sosyal hukuk devleti” hedefini somut şekilde uygulayacağız. Bütünlüklü, etkili şekilde çalışan, hasta odaklı bir sağlık sistemi yaratma hedefiyle ülkemizin şartlarına uygun bir genel sağlık sigortası mekanizmasını hayata geçireceğiz. Buna göre faklı nedenlerle ülkemizde bulunacak olan turist, öğrenci, işçi ya da diğer yabancıların tümü de bu sisteme dahil edilerek sağlık hizmetlerinden yararlandırılacaktır. Öte yandan sosyal adalet ilkesinin gereği olarak dar gelirli vatandaşların sağlık sigorta primleri devlet tarafından karşılanacaktır. Bir başka ifadeyle dar gelirli vatandaşlar daha iyi bir sağlık hizmetini kendi tercih edecekleri sağlık kurumlarından pratikte ücretsiz olarak alabilecekler. Uzun yıllar ülkemizde tedavi edici hekimliğe dayalı sağlık hizmetleri anlayışıyla hareket edildiği bilinmektedir. Oysa korumak, önleyici bir takım tedbirleri almak, tedavi etmekten her zaman daha insancıl, daha rasyonel ve daha ekonomiktir. Kamu sağlık çalışanlarının tam gün, çalışma saatleri içerisinde görev yapmalarını sağlayarak randevu sistemi için ayrılan saat aralığını genişletmek gerekmektedir. Yürürlükteki kuralların uygulanması kamu otoritesinin görevidir. Bu nedenle ikinci iş yasağının kamu sağlık çalışanları açısından uygulanması zorunluluktur. Bu yasak yürülükte olduğu süre zarfında hukuk devletinin gereği olarak kuralların uygulanmasını mümkün kılacağız.
  • Din ve vicdan hürriyeti:Ülkemizin kendine has yerleşmiş değerleri, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğünün toplum tarafından da benimsendiğini göstermektedir. Bizler, inanan, inanmayan; kendine göre ibadetini yerine getiren, getirmeyen; kendini herhangi bir dine mensup sayan, saymayan, herkese saygı gösterecek ve ülkenin yönetilmesine ilişkin politikalarımızı da bu temelde şekillendireceğiz.
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımımız:Toplumsal cinsiyet politikamız, bu ülkede yaşayan herkesin ve her kesimin ayrımcılığa uğramadan, özgür bir vicdan ile yaşaması temelinde şekillenmektedir.
  • Ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı mücadele:Ülkemize KKTC’nin kuruluşu öncesinde veya ertesinde gelip yerleşen, yaşamını bu topraklarda kuran ve kendinin ve çocuklarının geleceğini bu ülkede gören yurttaşlarımızı çok-kültürlülük temelinde toplumsal bir zenginlik olarak değerlendirmekteyiz. Bu yurttaşlarımızın popülist politikalar ve eski siyaset anlayışıyla siyasi iradelerinin uzun yıllar istismar edildiğinin ve bu yanlış politikalar sonucunda toplumsal bütünleşmenin tam anlamıyla gerçekleşemediğinin, bunun zaman zaman ötekileştirme düzeyine vardığının farkındayız ve bu sorunların ortadan kaldırılmasını önemsiyoruz.Bizler ister yurttaş olsun ister yabancı, bu coğrafyada hangi nedenle olursa olsun bulunan herkesin anayasa ve yasalar önünde eşitliğini savunuruz. Yurttaşlar arasında her ne nedenle olursa olsun herhangi bir ayrımcılığa ya da ötekileştirmeye izin verilmemesi ve bunun ekonomik, toplumsal ve siyasal zemininin hazırlanması amaçlarımız arasındadır.
  • Kıbrıs Sorununun Çözümünü Destekliyoruz:Kıbrıs’ta her iki toplumun da içine sindirebileceği, karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü destekleyeceğiz. Hak ve menfaatlerimizin korunacağı, adadaki iki taraftan herhangi birinin kendisini “kaybeden” taraf olarak görmeyeceği dengeli, adil bir çözümün mümkün olduğuna inanıyoruz ve bu türden bir çözümü destekliyoruz. Bu çerçevede bugün yerleşmiş BM parametreleriyle iki taraf arasındaki ilgili ortak açıklamalara dayalı olarak devam eden müzakere sürecine destek vereceğiz.


Ekonomi Politikalarımız

Ekonomik vizyonumuz, sosyal adalet ilkesinin gereklerini tam anlamıyla yerine getirmek için, ülkemizin temel iktisadi sorunları olan işsizlik ve gelir dağılımı eşitsizliğine kalıcı çözüm üretme hedefi çerçevesinde oluşturulmuş bir vizyondur. Bu hedefe ulaşarak ülkemizin refah ve mutluluk düzeyini artırmak için yerel istihdam yaratan yatırım ve büyüme odaklı bir piyasa ekonomisi modelini benimsemekteyiz.

Ekonomik Model

Ekonomik modelimizin temelinde sosyal adalet ilkesinin, refah artışının, yerel istihdam yaratan yatırım politikaların yanı sıra, ekonomimizin kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve kendi kendine yetebilmesi, yolsuzluklara ve israfa karşı etkili mücadele, tüketici ve işçi haklarının korunması, ve reel sektörün çevreyi koruyan bir şekilde geliştirilmesi ilkeleri yer almaktadır.

Kullanılacak Araçlar

Hedeflerimize ulaşmak için kullanacağımız temel araçlarımız ülkemizin öncü sektörleri olan turizm ve yüksek öğrenimin yanı sıra destekleyici sektörler olarak belirlediğimiz sanayi, tarım ve inşaat-konut sektörleridir. Vizyonumuz çerçevesinde ülkemizin öncü sektörlerine bir yenisini ekleyerek bilişim sektörünü oluşturmayı hedeflemekteyiz. Bu bağlamda yıllardır siyasi irade eksikliğinden dolayı faaliyete geçirilemeyen ülkemizi bir “Bilişim Adası”na dönüştürme vizyonunu desteklemekteyiz. Bilişim sektörü-üniversite işbirlikleri yüksek oranda istihdam sağlamakla birlikte, yurtdışında ülkemizin bir alanda daha temsil edilmesini sağlayacaktır.

Sosyal adaletin temel hedef olarak kabul edildiği bir piyasa ekonomisinden ne anlaşılması gerektiğini tanımlamakta yarar görüyoruz. Bu bağlamda devlet ekonomide üretici olmak yerine esasen kural koymak, denetim yapmak, ve girişimi teşvik etmek gibi araçlara odaklanmalıdır. Devlet ancak elektrik ve su gibi konularda ülkemizin bütünen dışa bağımlı olmasını engellemek için piyasada sınırlı da olsa bir rol üstlenmelidir.

İşsizliğin Azaltılmasına Yönelik Politikalarımız

Benimsediğimiz ekonomik model çerçevesinde sosyal adaletin sağlanacağı alanlar eğitim, sağlık, çalışma yaşamı, vergi politikası, ve sosyal hizmetlerdir. Bu alanlarda benimsediğimiz tüm politikalarımız parti programımızda detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Örneğin belirlediğimiz temel iktisadi sorunlardan olan işsizlik konusunda dört farklı fakat ilintili politikalarımız şunlardır: 1. Özel sektörü cazip kılmak için etkin denetim sistemleri uygulayarak, (i) sektörde sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının yapılıp yapılmadığını; (ii) bu yatırımların gerçek gelir üzerinden yapılıp yapılmadığını; (iii) kaçak iş gücünü; (iv) çalışma saatleri ve ek mesailerin ödenip ödenmediğini mercek altına alacağız. 2. İşsizlik sorununu toplumsal bir mesele olarak ele alan bir yaklaşımla geniş kapsamlı eğitim reformlarını hayata geçireceğiz. 3. Girişimciliği teşvik ederek, gençlerimizin özel sektörde girişim yapabilmesi için uygun şartları sağlayacağız. 4. Başbakanlık Yatırım Geliştirme Ajansı’nın (YAGA) kapasitesini artırarak Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) koordinasyonu ile yerel istihdam yaratıcı yatırımların geliştirilmesini sağlayacağız.

Kamu istihdam politikamız ihtiyaca göre ve liyakat esaslı bir istihdam yaklaşımını ilke edinmekten geçer. Vizyonumuz çerçevesinde emekliye ayrılan kamu çalışanlarının yerine mecbur kalınmadıkça başka istihdam yapılmayacaktır. Ayrıca var olan aşırı personeli farklı birimlere yönlendirerek çalışanların sayısı normal seviyelere indirilmelidir. Kamuda ancak bu şekilde daha verimli ve organize çalışan birimler oluşturulabilecek ve kamunun sürdürülebilir bir bütçeye kavuşturulmasında önemli adımlar atılmış olacaktır.

Gelir Dağılımındaki Eşitsizlikleri Çözme

İkinci temel iktisadi sorunumuz olan gelir dağılımdaki eşitsizliği çözme aracımızı adil bir vergi düzeni oluşturmaktır. Bu bağlamda temel politikalarımız (i) vergi sisteminin basitleştirilmesini; (ii) vergi tabanının genişletilmesini; (iii) etkin denetim mekanizmaları aracılığıyla tahsilat ile tebliğ ve icra işlemlerinin etkinleştirilmesini; (iv) dolaylı vergiden doğrudan vergiye geçilmesini, ve (v) elektronik iletişim uygulamasına geçilmesini ve bu şekilde vergi gelirlerinin artırılmasını içermektedir.

En temel sosyal amacı vergi yükünü ve gelirlerinin adaletli ve dengeli dağılımını sağlamak olan kamu maliyesi hakkında vizyonumuz Denetim, Bütçe Disiplini, Kamu İhaleleri, Kamu Yatırım Bütçesi, ve Gümrükler çerçevesinde oluşturulmuştur.
  • Şeffaf ve hesap verebilir bir kamu maliyesi sağlamak için öncelikli hedefimiz Sayıştay Başkanlığı’nın, Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun ve Yüksek Yönetim Denetçisi’nin (Ombudsman) etkinliğini artırmaktır.
  • Bütçe disiplini sağlanırken israf niteliği taşıyan cari transferler, ek mesai ve ek tahsisat ödenekleri gibi tüm harcama ve ödenekler mercek altına alınacaktır. Ayrıca kamu alacaklarının tahsiline ve kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasına öncelik verilerek kamu gelirlerinin artırılması da bütçe disiplini oluşturmada hedeflerimiz arasındadır.
  • Kamunun, halkın ödediği vergileri kullanarak ihale yapmadan, diğer bir deyişle, en uygun fiyat ve kalite sorgulaması yapmaksızın, mal veya hizmet satın alması kabul edilebilir bir durum değildir. Dolasyısıyla Kamu İhale Yasası’nı ivedilikle yürürlüğe koymak temel hedeflerimizdendir. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun Devlet İhale Tüzüğü kapsamı dışında ihalesiz şekilde keyfi olarak yapabildiği “özel olan ihaleler” de Kamu İhale Yasası çerçevesine alıcanacaktır.
  • Oluşturulacak Kamu Yatırım Bütçesi çerçevesinde, Devlet Planlama Örgütü ve YAGA koordinatörlüğünde planlama yaparak ekonomiye katma değer yaratmak için, turizm, yüksek öğrenim, ve bilişim öncü sektörleri ile tarım-hayvancılık, sanayi ve inşaat destekleyici sektörlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı yatırımları ile reel sektör desteklenecektir.
  • Gümrüklerimizin daha etkin, modern, sistematik, şeffaf ve standart bir yapıya kavuşması için (i) otomasyon sisteminin kurulması ve bu sisteme elektronik tarayıcıların entegre edilmesi; (ii) Avrupa’daki risk grubu oluşturma yönteminin getirilmesi; ve (iii) muayene kapsamının daraltılarak beyan esası kapsamının genişletilmesi temel politika araçlarımızdır.


Özelleştirmeye Dair Tutumumuz

Özelleştirmeye dair duruşumuz, topluma ait olan kurumların geri dönülmez şekilde satılmasına müsaade edilmemesi yönündedir. Bizler istikrarsız ve sürdürülemez bir yapıya sahip olan kamu kurum ve kuruluşlarının öncelikle yasal ve yapısal reformlarla iyileştirilmesi ve ayağa kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Reformlara rağmen sorun yaşayan kuruluşların hisselerinin halka arz edilmesini, ve bu şekilde sürdürülebilir ve çalışanlar ile halkın söz sahibi olduğu bir yapıya kavuşturulmasını desteklemekteyiz. Halka kaliteli hizmet ve uygun fiyat garantisi verebilmek adına gerektiği yerde kamu-özel işbirliği modellerini de değerlendirmekteyiz. Ülkemizin bütünen dışa bağımlı olmasına sebep olabilecek elektrik kurumu, limanlar ve telekomünikasyon hakkındaki duruşumuz şu şekildedir:

Elektrik

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (KIB-TEK) özelleştirilerek, kurumun ortadan kaldırılmasının yanlış bir strateji olacağına inanmaktayız. KIB-TEK’in yasal ve yapısal reformlarla istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmuş şekli ile kamuya ait olması ve elektrik üretim faaliyetinde paydaşlardan biri olması ülkemiz için hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük önem arz etmektedir. Düzenleyici kurum olarak KIB-TEK, tüketicilere kaliteli, kesintisiz ve uygun fiyatlarda elektrik sağlanmasını temel vizyon olarak benimsemeli ve bu konuda etkin faaliyetlerde bulunmalıdır. İstikrarlı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulduktan sonra halka arz edilen ve şeffaf bir şekilde iyi yönetilen bir KIB-TEK ile, dünyanın en büyük enterkonnekte elektrik şebekesi olan Avrupa Enterkonnekte Elektrik Ağı’na (ENTSO-E) katılımını desteklemekteyiz.

Limanlar

Tanınmamışlık ve izolasyonlardan bağımsız olarak, ülkemizin liman muamele hizmetlerinin etkin olmaktan uzak, verimsiz ve dolayısıyla maliyetli bir şekilde yapılıyor olduğu bir geçektir. Liman muamele işlemlerinin diğer özel öneme sahip kurumlarımız için bahsettiğimiz gibi öncelikle yasal ve yapısal reformlarla iyileştirilmesini zorunlu görmekteyiz. Bu iyileştirilmeye rağmen sürdürülemez bir yapıda olan bazı liman hizmetlerinin ise yapılacak fizibilite çalışmaları ertesinde kamu-özel ortaklığı modeliyle işletilmesini desteklemekteyiz. Reformlar çerçevesinde KIB-TEK gibi gelir-gider sorumluluğu olacak olan bir Liman İdaresi kurulması gerektiğine inanmaktayız.

Telefon

Telekomünikasyon Dairesi’nin sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulabilmesi için, idari, mali ve hukuki yapılandırılmasına öncelik vereceğiz. Bizler, Telefon İdaresi’nin daha kaliteli ve rekabetçi bir anlayışla piyasa ekonomisi içindeki faaliyetlerini sürdürebilmesi için, “Gelir Ortaklığında Kamu-Özel İşbirliğini” destekleyeceğiz. Ayrıca GSM Operatörlerinin devrinden dolayı taahhüt edilen hazine katkı payının belli oranlarda Telefon İdaresi’nin altyapı yatırımlarına aktarılmasını destekleyeceğiz.

Su Konusu

Türkiye ile su konusunda hükümetlerimizin yaşadığı sorunlar plansız ve öngörüsüz siyasetin ürünüdür. Kendi üzerine düşeni zamanında yapmayan, kendi projesini hazırlamayan, bunun alt yapısını zamanında oluşturmayan hükümetler bu konudaki tutum ve davranışlarıyla Türkiye ile aramızda var olması gereken karşılıklı güven ilişkisini daha da zedelemişler ve sağlıksız olan ilişkinin çok daha zor bir hal almasına neden olmuşlardır. Türkiye’den borularla gelen suyun, bir yandan iyi yönetilmesi, diğer yandansa ülkemizdeki kaynakların da doğru kullanılarak korunması durumunda olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyoruz. Bizler Türkiye’den gelen suyun bir ada ülkesi olmamız nedeniyle bu kaynak açısından bir bağımlılık yaratmaksızın akılcı, verimli ve ekonomik kullanılması gerektiğine inanıyoruz. KKTC’deki tüm su kaynaklarının yönetimi su yasası çerçevesinde KKTC’nin yetkili makamlarında olmalıdır. Borularla gelen suyun kullanımı ve dağıtımı (işletilmesi) KKTC halkının yararı doğrultusunda kamu/belediye ve özel işletmelerin de içinde olacağı bir konsorsiyum modeli ile çözümlenebilir. Karma bir model olarak tasarlanacak bu yapıda yerli yatırımcıların belirli oranda dâhil olacağı; tekelleşmeye neden olmayacak; belirli oranda bir yerli istihdamı mecbur kılan; ve merkezi idarenin ya da belediyelerin de belirli bir rol üstlenleneceği bir düzenlemenin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Kuşkusuz o türden bir modelde en kritik nokta suyun fiyatına bir noktada kamu otoritesinin müdahale etme yetkisini elinde tutabilmesidir. Bizler bunun gerekliliğini savunuyoruz. İçme-kullanma-sulama su fiyatları KKTC yetkili makamları tarafından belirlenmeli ve denetlenmelidir.

Sektör Odaklı Eylem Planlarımız

Sektör odaklı stratejik eylem planlarımız üretim ve hizmet düzeyini yüksek oranlarda artırabilmek için dış talebe dayalı bir büyüme stratejisi çerçevesinde oluşturulmuştur. Bu stratejimiz kapsamlı eylem planları çerçevesinde turizm, yüksek öğrenim, bilişim, sanayi, tarım-hayvancılık ve inşaat-konut sektörlerimize etkin bir şekilde uygulanacaktır.
  • Turizm: Turizm sektöründe planlamaya dayalı ciddi bir yeniden yapılanma hayata geçirilecektir. Kurulacak bir özerk Turizm Örgütü ve ilgili bakanlık koordinatörlüğünde bir master plan oluşturarak turizmi yerli istihdam ve yerli üretimi destekleyecek şekilde yeniden yapılandıracağız. Profesyonel bir kadro ile oluşturacağımız Kıbrıs Türk Turizm Tanıtma Kurumu ile en güncel iletişim teknolojileri kullanarak etkili bir tanıtım ve pazarlama stratejisi oluşturulacaktır. Bu bağlamda zaman zaman kamu kaynaklarının boşa kullanılmasına neden olan çok sayıda fuara katılım yaklaşımı yerine, izlenecek stratejiye uygun olan fuarları hedef alacağız. Turizm stratejimiz özel ilgi turizmini (sağlık, kongre, eko, inanç, tarih vb) ve daha genel anlamda turizmin çeşitlendirilmesini ve markalaştırılmasını içermektedir. Bunu yaparken üniversiteler ile hoteller arası işbirlikleri kurarak sektörün kalifiye yerli işgücünden yararlanmasını sağlayacağız.
  • Yüksek Öğrenim: Yüksek öğrenim stratejimiz, sektörde başarının öğrenci sayısı ya da üniversite sayısı ile ölçülmesi yaklaşımı yerine, verilen eğitimin kalitesini, mezun olan öğrencilerin mezuniyetleri ertesindeki iş bulma oranlarını ve dünya üniversiteler sıralamasında hangi noktada bulunulduğunu esas alan bir yaklaşım ile oluşturulmuştur. Öte yandan Güzelyurt, Karpaz ve Maraş gibi kalkınmada öncelikli yörelerde gerek ekonomik canlılık sağlanması, gerekse daha spesifik olarak istihdam imkanı yaratılması için mevcut üniversitelerin fakülte yahut araştırma ve eğitim birimlerini bu bölgelere kaydırmalarını teşvik edeceğiz.
  • Tarım: İlgili tüm paydaşların dahil edilmesiyle kısa, orta ve uzun vadeli hedefler çerçevesinde hayata geçireceğimiz tarım master planının temel hedefi; (i) toprak analizlerinin ve kontrollerinin eksiksiz yapıldığı; (ii) en verimli üretim koşullarına sahip; (iii) üreticilerin kalite ve verimlilik konularında eğitildiği; (iv) dünya pazarları ile rekabet edebilen; (v) erkencilik gibi kârlı özelliklerden yararlanabilen; ve (vi) niş ürünlerle dünya pazarlarında ticaret olanağına sahip bir tarım sektörü oluşturmaktır.
  • Bankacılık: Bankacılık sektörümüzün istikrarlı bir yapıda ekonomik gelişim için önemli katkılar sağlamasını hedefleyen vizyonumuz, Finansal Ürün ve Hizmetlere Erişim, Finansal Eğitim, ve Finansal Tüketicinin Korunması başlıkları altında oluşturulacak eylem planlarını içermektedir. Vizyonumuz ayrıca (i) yıllardır Meclis’te bekletilen yeni Bankalar Yasası’nın ivedilikle geçirilmesini; (ii) KKTC Merkez Bankası’nın Teşkilat Yasası’nın yenilenerek Banka’nın etkin düzenleme ve denetim yapabilme kapasitesinin artırılmasını; (iii) kişi ve kurumların kredi performanslarını denetleyecek özel bir Kredi Sicil Birimi’nin kurulmasını; (iv) Bankalar Birliği’nin reforme edilmesini; ve (v) çıkarılacak kapsamlı bir Faiz Yasası ile tüketici kredileri sözleşmelerine düzenlemeler getirilmesini içermektedir.
Kurucu Üyeler (51 kişi)
Adem Çakır Araç Kiralama
Ahmet Kasımoğlu İletişim - Reklamcı
Ahmet Tokatlıoğlu İş İnsanı
Alev Müezzinoğlu Akademisyen(Öğretim Görevlisi)
Ali Şefik Makine Mühendisi
Altay Nevzat Eğitimci
Ayla Gürel Araştırma Danışmanı
Ayşe Onar İnsan Kaynakları uzmanı
Ayşegül Baybars Avukat
Ayşen Kumser Kansay Avukat ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı
Cemre Günsel Esengin Avukat
Cenan Eskimuhtaroğlu Hukuk Yüksek Lisans Öğrencisi
Deniz Altınışık İşletme Mühendisliği Lisans Öğrencisi
Deniz Gürgöze İş İnsanı
Duygu Uzun Akademisyen (Öğretim Görevlisi)
Ercan Şadan Elçin Gemi Kaptanı
Erol Kaymak Akademisyen (Öğretim Üyesi)
Fehmi Öztürk Yönetmen
Ferdiye R. Ersoy Eğitimci
Gizem Çeliker Akandere İş İnsanı
Göksel Saydam Yetkili Muhasip-Murakıp
Güneş Sarıkamış Veteriner Hekim
Güven Erkal İç Hastalıkları Uzmanı
Hasan İzkan Gemi Makinaları İşletme Mühendisi
Hilmiye Sezer Kumbur Avrupa Birliği Uzmanı
Hülya Özkaya Akademisyen (Öğretim Görevlisi)
İbrahim Çiçekseven Avukat
İbrahim Erben Fotoğrafçı – Sosyal Medya Yöneticisi
İsmet Dirgen Emekli Banka Müdürü – Eğitmen
Jale Refik Rogers Moleküler Genetik Uzmanı
Kemal Bağzıbağlı Akademisyen(Öğretim Üyesi)
Kudret Özersay Akademisyen(Öğretim Üyesi)
Mehmet Çavuşoğlu Ticari Taksi İşletmecisi
Mesut Genç Bankacı/Krediler Yetkilisi
M. Gökalp Gündoğdu Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisi
Nilay Sevinç Onuk Avukat
Orhan Dilek Şirket Yöneticisi
Orkun Bozkurt Yazar – Şair
Osman Elkovan Öğretmen
Özgül Ezgin Bilgisayar Bilimci
Özgür Vehit Özel Sektör/Turizmci
Özlem Çelebi İşletmeci
Ramadan Beysun İş İnsanı
Raziye Nevzat Akademisyen(Öğretim Görevlisi)
Sadık Ülker Akademisyen(Öğretim Üyesi)
Serhat Usanmaz ZiraatYüksek Mühendisi
Şevki Kıralp Akademisyen(Öğretim Üyesi)
Teksen Köroğlu Diş Hekimi
Temay Sağer Avukat
Tolga Atakan İş İnsanı
Tuğberk Emirzade Biyolog

Halkın iradesiyle, yeni siyaset.