Halkın Partisi Tarım Master Planı Hakkında Görüşlerini Ortaya Koydu

Halkın Partisi Tarım Master Planı Hakkında Görüşlerini Ortaya Koydu

Halkın Partisi Tarım ve Hayvancılık Çalışma Grubu, tarım konusunda Tarım Bakanlığının hazırlamış olduğu Tarım Master Planı ile ilgili, Halkın Partisi’nin görüş ve önerilerini ilgili Bakanlığa geniş kapsamlı bir yazı ile bildirdi.

Halkın Partisi, halen KKTC Meclisinde temsil edilmiyor olmasına rağmen; halkın yararına olması gereken bu önemli konuyu Partinin Tarım ve Hayvancılık Çalışma Grubu Üyeleri Güneş Sarıkamış, Serhat Usanmaz ve İbrahim Kahramanoğlu nezdinde inceleyip, planla ilgili görüş ve öneriler dizisi oluşturuldu.

Genel olarak görüşlerimizi ve önerilerimizi aşağıda başlıklar halinde sizlerle paylaşıyoruz:

1) Mevcut durum tespiti yapılırken ortaya konulan rakamların aynı adayı paylaştığımız Güney Kıbrıs, benzer iklime sahip olduğumuz Türkiye, İtalya ve İspanya gibi ülkelerle ve dünya ortalamaları ile kıyaslanması yapılmalıdır. Sadece verim yönünden değil, kalite, standartlar, maliyetler ve rakiplerimizdeki durumlar ile alternatifler tüm ürünler için ayrı ayrı çalışılmalıdır. Aksi durumda Master Planının temelini oluşturması gereken “eylem planları”nı hazırlamak mümkün değildir ve bu nedenle de hazırlanmış olan planda planda bu yapılamamıştır.

2) Ayrıca Tarım Master planı dökümanının son kısmında yer alan stratejilerin, sorumlular, maaliyetler, riskler, alternatifler, hedefler, klavuz doküman veya belgeleri içerecek şekilde olması, uygulanabilirlik açısında büyük önem arzetmektedir.

3) Tarım Master Planı Dökümanının sonunda belirlenen stratejik hedeflere katılmakla birlikte, bu hedeflere ulaşmak için önemli olan iki konunun atlandığı görüşündeyiz. Şöyle ki; planı uygulayacak olan “üreticiler” ve planı uygulatacak olan “danışmanlar” planda tanımlanmamıştır. Korkumuz odur ki, bu durumda plan bir öncekiler gibi kâğıt üzerinde kalacaktır. Bize göre öncelikle adadaki “üretici” tanımı yapılmalı ve Tarım Bakanlığının da stratejik hedeflerde belirttiği gibi “çiftçi kayıt sistemi”nden de faydalanarak tüm üreticilerin kayıt altına alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, halihazırda Avrupa Birliği projesi kapsamında geliştirilmekte olan “Tarım Danışmanlık Hizmetleri”nin yaygınlaştırılması için gerekli adımlar atılmalı ve üreticiler ile devlet arasındaki irtibatı sağlayıp, Master Planındaki hedefleri uygulatacak olan danışmanlara gerekli önem verilmelidir.

4) Üretici tanımı ve danışmanların aktif olarak görev alması ile birlikte, bitkisel üretimde “İyi Tarım Uygulamaları” temelinde üretim yapan herkesin uyması gereken “kontrol listeleri”, Türkiye’deki İyi Tarım Uygulamaları ve/veya GLOBALG.A.P. stadandartlarından faydalanılarak yerel standartlar bir an önce hazırlanmalı ve danışmanlar aracılığı ile üreticilere aktarılmalıdır. Özellikle ülkedeki sürdürülebilirliğin sağlanması için çevre sağlığını gözeten uygulamalar ile toprak verimliliğini korumak için münavebe gibi uygulamalar bu listelerde mutlaka olmalı, aksini yapan üreticiler desteklememekle birlikte, yaptırımlar uygulanmalıdır.

5) Devlet desteklerinin eylem planında bahsedildiği gibi verimlilik temelinde verilmesinde bir sakınca olmamakla birlikte, İyi Tarım Uygulamalarını yaygınlaştırmak için, İyi Tarım Uygulamaları zorunlu hale getirilmeli, geçiş döneminde ise üreticilerin uyumunu sağlarken insan ve çevre sağlığını da korumak adına “kayıtlarını tutan” üreticilerin desteklenmesi esas alınmalıdır.

6) Stratejiler arasında yer alan “kümelenme” çalışmalarını desteklemekle birlikte, hem rekabet yasası çerçevesinde tekelleşmeyi önleyecek hem de kümelenen grupların ticaret faaliyetlerinde bulunabilecek şekilde desteklenmelerinin önemli olduğunu düşünmekteyiz.

7) Stratejiler arasında gösterilen “Gıda Güvenliği ve Tarımsal İlaçların kullanımı ve denetimi ile ilgili mevzuat yenilenmesi” aşamasında mutlaka ve mutlaka tarım ilaçlarını uygulayan kişilerin eğitim almış uzmanlar olmasının gerekliliği unutulmamalıdır. Ayrıca, doğru pestisitlerin ve gübrelerin seçilmiş olduğunu garanti altına almak için, belki her uygulama için bir “reçete” istemek üretimi aksatacağından dolayı, her üreticinin bir “danışmanı” olacak şekilde gerekli düzenlemeler alınmalıdır. Ayrıca, boş pestisit ve gübre ambalajlarının toplanması için Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, satıcıların toplamaktan sorumlu olması ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

8) Yine Tarım Master planında, ülkemizdeki en önemli eksiklerden birisi olan tarımsal sanayiye yer verilmediğini gördük. Başta narenciye olmak üzere, patates, enginar ve hatta zeytinde bile tarımsal sanayimiz istenilen seviyede olmadığından, ve ülkemiz iklim koşullarından dolayı bazı yıllarda istenilen kalitede ürün elde edilemiyor olmasından ötürü ürünler üreticilerimizin elinde kalmaktadır. Narenciye büyük sektörlerde belki devlet eliyle, diğer sektörlerimizde ise üretici gruplarını özendirerek, hem ikinci/üçüncü kalite ürünleri değerlendirecek hem de ülkemiz insanına iş olanağı sağlayacak şekilde tarımsal sanayiye gerekli önem verilecek şekilde hedefler yeniden gözden geçirilmelidir. Ayrıca, bu hedeflere tarımsal yan ürünleri de (ör: kabuk, çekirdek, v.s.) işleyecek ve atıktan kazanç elde edebilecek şekilde projelere yer verilmelidir.

9) Tarım Master Plandaki hayvansal üretim SWOT analizi incelendiği zaman, mevcut şekli ile çok genel bir değerlendirme yapıldığı ve strateji geliştirmek için yeterli olmadığı görülmüştür. Örneğin: Güçlü yön olarak ‘Ülkedeki mevcut sığır ırkı’nın süt verim özellikleri’nin iyi olması ifade edilirken, aynı satırda zayıf yön olarak ‘ küçükbaş işletmelerin çoğunun sermayesi’nin yetersiz olması’ ifade edilmiştir. Ya da benzer şekilde Güçlü Yön olarak ‘ Ülke şartlarına adapte olmuş özel ırklara sahip olunması’ ifade edilirken aynı değerlendirmede fırsat olarak ‘henüz tam olarak kullanılmayan balıkçılık potansiyeli’ ifade edilmiştir. Yine Güçlü Yön olarak ‘ Arıcılıkta örgütlenme’nin güçlü olması’ yazılmış iken, Zayıf Yön olarak ‘Gübre Yönetimi’nin olmaması ifade edilmiştir’. Bu şekilde yapılan genel SWOT analizi ile doğru tespitler yapmak mümkün olmamaktadır. SWOT analizleri’nin örneğin:‘ İnek sütü üretim ve pazarlaması’ ‘ Arıcılık ve bal üretimi ve Pazarlanması’, ‘Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği’, ‘ Kanatlı Eti üretim ve Pazarlaması’ gibi spesifik hayvancılık alt kollarına yönelik olarak yapılması gerektiğini ve ancak bu şekilde çıkan sonuçların strateji geliştirmede yararlı olabileceğini düşünmekteyiz.

10) Hayvansal üretim eylem planları incelendiği zaman, belirlenmiş stratejik hedefler ortaya konulduğu, bu hedefler için öngörülen tarihler de saptandığı ancak bu hedeflere ulaşılabilmesi için gerekli olan Eylem Planları’nın sadece başlık olarak yazıldığı görülmüş ve hangi faaliyetler, hangi projeler yapılarak bu hedeflere ulaşılacağı ile ilgili detaylı bilgiye rastlanmamıştır. Örneğin: ‘Ülkedeki küçükbaş hayvan varlığı’nın ve verimliliği’nin arttırılması’ Stratejik hedefine ulaşılabilmesi için Eylem Planı olarak yalnızca ‘ Hayvan Islahı ve Sürü Yönetimi’ yazılmıştır. Bu başlığı bir Eylem Planı olarak kabul etmek mümkün değildir. Yapılması planlanan faaliyetler ve bunların detaylandırılması’nın devamda sıraladığımız örneğe benzer şekilde yer alması gerektiğini düşünmekteyiz. Örneğin: a- Mevcut küçükbaş hayvan varlığı’nın verimini ve genetik yapısı’nı arttırmaya yönelik teknik çalışmalar yapılması ve bu çalışmaların detayları b- küçük kapasiteli hayvancılık işletmeleri’nin teknik ve hayvan sayısı olarak işletme yeterliliği’nin arttırılması amacıyla programlar düzenlenmesi ve detayları c- Küçükbaş hayvancılık için gerekli olan yemin üretileceği yem bitkileri üretim bölgelerinin tespit edilmesi ve detayları d- Küçük baş hayvancılık için gerekli olan mera alanları’nın ıslahına yönelik uygulamalar ve detayları e-Hayvan Islahı Yasası’nın ve ikincil mevzuat’ın çıkartılması ve uygulanması ve detayları f-Küçükbaş hayvan barınakları’nın iyileştirilmesi projeleri yapılması g- Mevcut sağım teknikleri, bakım ve besleme koşullarında modernizasyon için projeler yapılması ve bunların detayları. h- Küçükbaş hayvan üretiminde hijyen tedbirleri alınarak hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi ve detayları. Bu ve bunun benzer faaliyetlerin detaylı olarak planda yer almasının çok gerekli olduğuna inanmaktayız.

11) Hayvansal üretimin en önemli yan ürünleri olan ve yapılan çalışmalarla yıllık ortalama 15,000 ton civarında olduğu tespit edilen farklı kategorilerdeki ‘Hayvansal Yan Ürünlerin ve atıkların’ çevreye uygun bir şekilde bertarafı, Hayvancılık İşletmeleri’nin ülke’nin su kaynaklarına nitrat salınımını engellemeye yönelik olarak yapılması gerekli olan yasal düzenlemeler ve Hayvan Refahı’nın arttırılması ile ilgili olarak planlanan faaliyetlere metinde rastlanmamıştır.

12) Hellim’in coğrafi tescili (metinde tarımsal ürün SWOT analzinde coğrafi tescil almış olması yazmaktadır) ve bununla ilgili gelişmeler tarımsal ürün SWOT’unda bir fırsat olarak görülürken, Mart 2015’te Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanıp uygulamaya konulan Kuzey Kıbrıs Süt Sektörü Hellim Ticareti Stratejisi ve Eylem Planı ile ilgili olarak bu Master Plan içinde herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır.

13) Hayvansal üretimde de yukarıda (madde 1)’de belirtildiği gibi Master Plan’ın çok büyük bir kısmı mevcut durumun sunulmasına ayrılmıştır. Master Plan hazırlanırken mutlaka mevcut durum ortaya konulmalıdır ancak bunu yaparken yaklaşımın mevcut durumu oluşturan sebeplerin, sorunların, değerlendirilmesi ve çözüm önerileri sunulması şeklinde olması gerektiğini düşünmekteyiz. Örneğin Keçicilik bölümünde , işletme büyüklükleri, hayvan sayıları, ilçelere göre dağılımı, keçi ırkları’nın verim özellikleri, keçi sütü veren işletme sayısı, keçi eti üretimi, ve tüketimi bilgilerine yer verilmiştir ancak ülkede Master Plan çerçevesinde keçiciliğin mevcut sorunların’ın çözümü ve keçicilik sektörü’nün geleceği ile ilgili somut çözüm önerilerine rastlanmamıştır. Yalnızca ‘Ülkedeki küçükbaş hayvan varlığı’nın ve verimliliği’nin arttırılması’ stratejik hedef olarak belirtilmiş ve buna ulaşılabilmesi için ‘ Hayvan Islahı ve Sürü Yönetimi’ Eylem Planı şeklinde bir başlığa metinde rastlanmıştır.

14) Daha önce yayınlanmış olan ‘Tarım Strateji Belgesi’nin Master Plana son şekli verilmesi ile birlikte güncellenmesi ve Master Planla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

15) Bugün ülkede hayvancılık politikalarının belirlenmesinde ve öngörülen politikaların benimsenip uygulanmasında yetiştiriciler tarafından kurulan örgütler maalesef henüz yeterli bir işlev üstlenememişlerdir. Hayvancılık ve yem bitkisi ile ilgili olan üretici örgütlerinin birbirlerini tamamlayıcı hale getirilmeleri için gerekli çalışmaların, tüm yönleriyle ele alınıp Master Planda yer almasının gerekli olduğunu düşünmekteyiz.

Saygılarımızla,

Tarım/Hayvancılık/Gıda Güvenliği/Kırsal Kalkınma Komitesi

Güneş Sarıkamış

Serhat Usanmaz

İbrahim Kahramanoğlu