HALKIN PARTİSİ: YANGIN ERTESİ HEM ÇALIŞANLARIN HEM HALKIN SAĞLIĞI TEHLİKEDE

HALKIN PARTİSİ: YANGIN ERTESİ HEM ÇALIŞANLARIN HEM HALKIN SAĞLIĞI TEHLİKEDE

Halkın Partisi, 22 Aralık 2016 tarihinde Devlet Laboratuvarı’nın deposunda çıkan yangın sonrasında atılan adımların büyük bir beceriksizlik ve bilinçsizlik örneği olduğunu ve hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın yine sınıfta kaldığını söyledi. Parti’den yapılan açıklamada, yangının üzerinden iki ay geçmiş olmasına rağmen depodaki kimyasalların yanmasıyla ortaya çıkan ve halk sağlığı açışından ciddi sonuçları olan bu kriz konusunda hala doğru dürüst herhangi bir resmi açıklama yapılmadığı; laboratuvarların tekrar çalışır hale gelmesi için gereken temizlik ve tamiratın bilinçsiz bir şekilde, zehirli kimyasal kalıntılarının elimine edilebilmesi için şart olan standartlara uygun işlemler atlanarak yürütüldüğü; laboratuvar elemanlarının ise daha düne kadar gerekli sağlık önlemleri alınmadan binada çalışmaya devam ettiğini ve yangın sonrası müdahale için ihtiyaç duyulan uzman ve teknik desteğe başvurulmadığının anlaşıldığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, Devlet Laboratuvarı’nın kullanılamaz olduğu bu durumda, normal şartlarda bu laboratuvarın işi olan besin analizleri, pestisit kalıntıları ve adli kimya gibi analizlerin nerede ve nasıl çalışıldığı konusunda kamuoyunun aydınlatılması talep edildi. Sorumlu bakanlığın bu laboratuvarı taşımayı değerlendirme noktasına gelebilmek için ancak çalışanların sağlık sorunları yaşaması ve bu şartlarda çalışmayı reddetmesi üzerine akıl edebilmiş olmasını da bir skandal olarak nitelendirdi.

Halkın Partisi’nin söz konusu açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

Yangın sonrası müdahale tamamlanana ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanana dek binanın kapatılması gerekirken, laboratuvar çalışanları bugüne kadar tehlikeli şartlarda çalışmaya zorlandı. Tabipler Birliği’nin açıklamasına göre, laboratuvar çalışanları, ağızda tat değişikliği, boğaz ağrısı ve bulantı gibi şikayetlerle hastaneye başvurmaya başlamıştır. Çalışanlar, yanan kimyasal maddelerin toksik etkileri ve dolayısıyla kendi sağlıkları ile ilgili endişe duymaktadırlar. Öte yandan Sağlık Bakanlığı müsteşarı dün itibarıyla çalışanlara bir hafta idari izin verildiğini açıklamıştır. Lakin görülen odur ki, laboratuvar çalışanları bugüne dek gerekli tedbirler alınmadan bu zehirle dolu ortamda çalıştırılmıştır. Laboratuvar çalışanlarının güvenli olan farklı bir mekânda hizmet vermelerinin daha doğru olacağının yangının üzerinden iki ay geçtikten sonra düşünülmeye başlanmış olması, çalışanların sağlığının şimdiye kadar riske atılmış olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.

  • Kıbrıs Türk Tabipler Birliği açıklamasında 800-1000 kimyasal ve/veya radyoaktif maddenin yandığını ve bu maddelerin listesinin açıklanmadığını belirtmiştir. Sağlık Bakanlığı şu soruları yanıtlamalıdır:
     Bu yangında yanan kimyasallar nelerdir? Bunlar arasında bulunan radyoaktif maddelerden dolayı bir tehlike mevcutsa, buna ilişkin gerekli ölçümler yapıldı mı? Yapıldıysa sonuç nedir?
  • Yangın sonrası atıklar imha edilirken, binada çalışmaya devam eden laboratuvar elemanları ile temizlik ve tamirat için çalışan inşaat işçilerinin sağlığını koruyucu hangi önlemler alındı?
  • Yangının laboratuvarın civarındaki bölgede yol açtığı çevre tahribatının boyutunu tespit etmek için yürütülmekte olan herhangi bir çalışma var mıdır?
  • Geçen iki ay süresince besin ve adli kimya testleri yapılamamaktadır. Halk sağlığını direk olarak ilgilendiren su, süt gibi temel besin maddelerinin testleri bu sürede hangi laboratuvar tarafından yapılmıştır/ yapılmaktadır?
  • Devlet Laboratuvarı’nın tamamen kapalı olduğu bu hafta içinde pestisit analizleri nerede yapılmaktadır?
  • Kimyasal atıkların temizlenmesi için kullanılan suyun Haspolat Arıtma Tesisi’ne, halkın kullanımı için arıtılmak üzere aktarılmış olması, halk sağlığını riske atan bir hareket değil midir? Tarım alanlarında sulama için kullanılabilecek bu sudaki kimyasallar tarandı mı? Arıtma tesisi bu sudaki tüm kimyasalları arıtabilecek kapasitede midir?

Gıda ve su gibi temel ihtiyaçların güvenli tüketimini sağlamakta hayati önemi olan Devlet Laboratuvarı’nın en hızlı bir şekilde tekrar çalışır hale getirilmesi gerekmektedir. Laboratuvarın kullanılmaz olduğu süre içinde ise analizlerin yapılmasının kesintiye uğramaması için güvenilir alternatifler yaratılması şarttır. Sağlık alanında makyaj niteliğinde palyatif adımlar atıp halkı kandırmaktan artık vazgeçin.