HP MİLLETVEKİLİ JALE REFİK ROGERS: SAĞLIKTA TASARRUF OLMAZ, ÖNCELİK HALK SAĞLIĞIDIR.

HP MİLLETVEKİLİ JALE REFİK ROGERS: SAĞLIKTA TASARRUF OLMAZ, ÖNCELİK HALK SAĞLIĞIDIR.

“SAĞLIKTA TASARRUF OLMAZ, ÖNCELİK HALK SAĞLIĞIDIR”

Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, seçim sonrası kurulacak yeni hükümetin ilk yapması gerekenin, ülkede daha iyi bir sağlık sistemi için kara delikleri kapatmak ve israfı önlemek olduğunu söyledi. Bütçenin tamamlanmasının ardından değerlendirmelerde bulunan Rogers, yeni dönemde var olan eksiklerin giderilmesi için, otomasyon hizmetleri, teknik personel gibi açıkların kapanmasının elzem olduğunu belirtti; “Sağlık tasarruf yapılacak bir alan değildir.  Dolayısıyla ayrılması gereken bütçe ayrılmalıdır. Ancak ayrılan kaynak da verimli kullanılmalıdır. Hiçbir şey toplumun sağlığından daha öncelikli değildir” dedi.

“SAĞLIKTA, BATMIŞ BİR GEMİYİ YÜZDÜRMEYE ÇALIŞARAK İŞ YAPMAYA ÇALIŞILIYOR”

Açıklamasında; İlaç Eczacılık Dairesi ile ilgili hazırlanan Sayıştay raporuna da değinen Rogers, raporun Covid dönemini dışarıda bırakarak 2019’a kadar olan dönemi kapsadığını ve ülkedeki kamu sağlık hizmetlerindeki eksiklerin en somut örneği olduğunu belirtti. Rogers raporu şu bilgilerle detaylandırdı: “Rapora göre, Sağlık Bakanlığı’nın 2013-2018 döneminde otomasyon için hizmet aldığı sisoft bilgi sistemleri İlaç Eczacılık Dairesini de kapsamış olmasına rağmen, İlaç Eczacılık Dairesi hala düzgün çalışan bir otomasyon sistemine sahip değildir.  İlaç ve sarf malzeme girişlerinin bazıları yapılmış, ancak çıkışları yapılmamış. Malzeme girdi ve çıktılarının belli olmadığı bir işletmenin sürdürülebilir olması mümkün değildir. Sağlıkta da batmış bu gemiyi yüzdürmeye çalışarak iş yapmaya çalışılmaktadır. Daire personeli de bu aksaklıkları düzeltmek için Sağlık Bakanlığı’na raporlar yazıp başvuruda bulunmuş ancak herhangi bir dönüş alamamış. Diğer yandan; yıllık ilaç ihaleleri ihtiyaçlar doğru belirlenmediği ve yıllık ilaç-sarf malzeme ihtiyaçları karşılanacak şekilde yapılmadığı için, ilaçlar yetersiz kalıyor ve ihale fiyatının beş-altı katı ücretlere piyasadan ilaç alınarak devlet zarara sokuluyor. Örneğin geçen sene İlaç Eczacılık Dairesi ihalesi için ayrılan 75 milyon TL ile yıl içinde ihtiyaç duyulan ilaçların sadece üçte biri alınabildi. Sonrasında aynı malzeme piyasadan direkt alımla çok daha pahalıya temin edildi. Bu şekilde hem devlet bütçesi zarar görüyor hem de hastaların tedavisi kesintiye uğruyor. Halkın Partisi olarak tüm bu nedenlerle Bütçe Komitesi’nde sarf malzeme ve ilaç kalemlerinde artış yapılmasını öneri olarak sunduk ancak önerimiz maalesef kabul görmedi. Kısaca; aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeye bu bütçe yılında da devam edilecektir gibi görünüyor.”

“YENİ DÖNEMDE KAYNAKLAR VERİMLİ KULLANILMALI, TEKNİK KADROLAR GÜÇLENDİRİLMELİDİR”

Pandeminin sürdüğünü ve kış aylarının gelmesiyle birlikte vaka sayılarında artış görüldüğünü hatırlatan HP Milletvekili Rogers, pandemi sürecini yönetmekle sorumlu olan Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin kısıtlı kadrosuna rağmen büyük bir gayret ortaya koyduğunu ancak teknik kadronun artırılması gerektiğinin altını çizdi. Rogers sözlerini şöyle sürdürdü:
“Temel sağlık Hizmetlerinin yasalarının günümüzün şartlarına uyarlanması için yasasının güncellenmesi gerekmekte, bununla birlikte biyoistatistik, epidemiyoloji, halk sağlığı uzmanı gibi Covid19 ile birlikte daha çok aşina olduğumuz uzmanlıklarla donatılması gerekmektedir. Şu anda Bakanlığa gönüllü destek veren arkadaşlar olduğunu biliyoruz, ancak taşıma suyla değirmen dönmez. Bakanlık kadrolarının çağdaş seviyelere gelmesi gerekmektedir. Bulaşıcı hastalıkların ve salgınların da uzun süre daha hayatımızda olacağı bu dönemde Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nda atıfta bulunulan Ulusal Odak Noktası biriminin de kurulması önemlidir. Sağlık sistemini ancak bilirkişiler ve teknik personel ile geliştirebiliriz. Artık partisel çıkarlar için mevsimlik işçi veya özel firmalar üzerinden kayıt personeli ve benzerlerini almak yerine nitelikli personelin Temel Sağlık Hizmetleri’nde ve sağlığın diğer alanlarında çalıştırılması gerekiyor. Personel açısından diğer dairelerde de durum pek iç açıcı değildir. Örneğin İlaç Eczacılık Dairesi’nin 57 kişilik kadrosunun sadece 11’i kadrolu personel ile doludur. Dört tane olan genel ecza deposu memuru kadrosunda tek bir personel çalışmamaktadır. Bu dairede çalışan birçok kişi geçici işçi veya görevlendirme ile orada çalışmaktadır. Aynı şekilde Devlet Laboratuvarı gibi kurumlarında kadroların ciddi anlamda içinin boşaldığı bir dönemden geçiyoruz. Kadrolu deneyimli personelin amirlik seviyesine ulaştığı ancak bu personelin arkasından yetiştireceği personelin gelmediği gibi bir gerçeğimiz var. Bunu gidermek için harekete geçilmelidir. Ülkeyi parti devletine çevirmeye çalışmaktan bir an önce vazgeçilmeli, kaynaklar verimli kullanılmalı ve kurumların ayakta kalabilmesi için gerek teknik personel gerek teknoloji ile donatılması gerekir.”

“ERKEN TANI TETKİKLERİNE ULAŞIM KOLAYLAŞTIRILARAK HALK SAĞLIĞI KORUNMALIDIR”

Jale Refik Rogers, ilaç fiyatlarının pandemi ve dövizdeki dalgalanmalarla her geçen gün arttığı bu dönemde, ilaçlarla tedavi etmekten çok, erken tanı yöntemleriyle halk sağlığını korumaya yönelmek gerektiğine işaret etti. Rogers, “Bir meme kanserinin erken teşhisi ile ileri safhada teşhisi arasındaki tedavi harcamalarının farkı dağlar kadar farklıdır. Manevi boyutuna zaten değer biçmek mümkün değildir. Dolayısıyla ülke olarak erken tanı tetkiklerinin ülkenin Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a tüm halkın kolayca erişebilmesi için bazı plan ve programlar yapılması elzemdir. Erken tanı özellikle kanser hastalıklarında hayat kurtarır. Erken tanı tetkiklerine herkes kolayca ulaşabilmelidir” ifadesini kullandı.