“Partizanlığa karşı duruşumuz nettir”

“Partizanlığa karşı duruşumuz nettir”

 

 

 

 

 

Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin, partisinin hükümet ortağı olduğu toplam 16 aylık süreçte parti kurulurken savundukları ilkelerle ilerlediklerini belirtti. Senin, partisinin duruş olarak partizanlığa karşı olduklarını söyledi. Kişileri ayırma veya kişilere öncelik tanıma durumuna asla müsaade etmediklerini ifade eden Senin, toplumun aracı koymadan işlemlerini yapabildiği için şu an çok mutlu olduğunu anlattı.

 

“Nerden buldun yasası tamamlandı”

HP Genel Sekreteri Senin, katıldığı programda “Nerden buldun yasası”na da değindi. Senin gelinen noktayı şu sözlerle açıkladı: “Geçtiğimiz günlerde iki toplantı yaptık. Nerden buldun yasası bir önceki hükümet döneminde komiteye giden ama orada bir türlü sonuca varmayan yasalardan biriydi. Bazı eksiklikleri olduğu dile getiriliyordu. Hukukçu arkadaşlarımızla yasayı aldık ve sıfırdan üzerinde 15-16 gün çalıştık. Parti olarak bu yasayı tamamladık. Meclis’in açılmasıyla birlikte milletvekilleri ve bakanlar aracılığıyla sunacağız. Parti her seçime girdiğinde seçim bütçesini, gelir-giderlerini açıkladı. Yaklaşık üç gün sonra parti genel gelir-giderlerini de açıklayacağız. Şeffaflık konusunda hassasız. Açık olmak bizim için önemli bir değerdir. Elimizden geldiğince de bu şekilde devam edeceğiz. Toplumda temiz siyaseti, hesap verebilirliği zihinlere kazımak için, çalışmaya devam ediyoruz.”

 

“KIBTEK konusunda diyalog yoluyla süreç devam ediyor”

Genel Sekreter Yenal Senin, UBP ve HP koalisyonunun samimi ve güzel bir diyalog ortamında sürdüğünü belirtti. KIBTEK’in üretim ayağına yatırım konusunda iki partinin farklı düşünceleri olduğunu ifade eden Genel Sekreter, “Bir önceki dönemde fizibilite raporlarına dayanarak çift yakıtlı santral alımıyla alakalı hem partide hem Bakanlar Kurulu’nda alınan bir karar vardı. Bu karar; KIBTEK’in santral alımıyla ilgili ihaleye çıkmasıydı. Olası doğalgaz bulunduktan sonra doğalgazla da çalışacak olan çift yakıtlı santralle halkın ucuz elektrik kullanması, dört yıl sonunda ekonomik verimli sayaçların kendi kendini ödeyebilmesi, ekstra bir külfet yaratmaması, daha çevreci olmasından dolayı bu yatırımı yapmasını doğru bulduğumuzu Bakanlar Kurulu kararı da alarak söylemiştik. Yeni dönemde yatırımın modeli konusunda farklı düşünceler oldu. İlgili bakanla da samimiyetle konuştuk. Yatırımın, enerjinin çeşitliliği konusunda eğer bir düşünceniz varsa siz de bir araştırma yapın, fizibilite raporlarını görelim dedik. Toplum için hangisi daha faydalıysa o hayata geçirilir.  KIBTEK bu ülkenin, bu toplumun kurumudur. Kurumlarımıza sahip çıkmak hem partimizin programında vardır hem de bizim sorumluluğumuz olmalıdır. Bu konuda adım atılsın dedik. Bu görüşmelerin ardından ELSEN ve KIBTEK’le bir protokol imzalandı. Şimdi bu protokolün gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini takip edeceğiz.” dedi.

 

“Sivil hizmet görevlisi alımı münhaline çıkılıyor”

Rum tarafıyla geçişlerin hızlanması için sınır kapıları konusunu gündemlerine aldıklarını ifade eden Senin şu sözlerle devam etti: “İşleyişte şunu gördük; sivil hizmet görevlilerinin çalışma koşulları ve şartları çok da iç açıcı değil. Hatta sivil hizmet görevlisi olarak sınavı kazanan bazı kişiler diğer devlet kurumlarına geçmeye başladı. İlk adım; geçtiğimiz ay yapılan Bakanlar Kurulu’nda bu konuya değinildi. 40 sivil hizmet görevlisi alımı münhaline çıkılıyor. Bundan ayrı bu kişilere belli sosyal haklar ve ekstra tahsisatlar verileceği söylendi. Görevde belli zaman kalma zorunluluğu da getiriliyor. Çünkü sürekli bir devir daim olması oradaki geçişleri de aksatıyor. Lefkoşa içinde bir kapı konusunu konuştuk, değerlendirecek olan mercilere de söyledik. Bu konuda çalışma yapılacağı cevabını aldık.”

 

“Crans-Montana görüşmelerin koptuğu yerdir, aynı yerden başlamak sonuç getirmez”

Genel Sekreter Yenal Senin, Kıbrıs müzakereleri konusunu da değerlendirdi. Bugün değerlendirmeden önce biraz geçmişin hatırlanması gerektiğine vurgu yapan Senin sözlerine şöyle devam etti: “Crans-Montana öncesinde Sayın Cumhurbaşkanı partileri görüşmeye çağırıp görüş ve talepleri dile getireceğimiz bir çalışma yapmamızı istemişti. Halkın Partisi bu konuda mektup yazıp Sayın Cumhurbaşkanı’na hassasiyetlerini dile getiren tek partiydi. Halkın Partisi her zaman Kıbrıs konusunda anlaşmaya sıcak bakan bir parti konumundaydı. Crans-Montana bittikten sonra biz söylemeden Sayın Cumhurbaşkanı deklare ederek Rum kesiminin güç ve bu adanın doğal zenginliklerini paylaşımı konusunda hazır olmadığını söyledi. 2018’de Cumhurbaşkanı Rum tarafının pozisyonunun değişmediğini söyledi. Yıl 2019 hala daha yönetim, güç ve bu adanın doğal zenginliklerini paylaşma konusunda bir ilerleme kaydedemedik. 50 yıldır aynı metotla devam eden bu müzakerelerle sonuç alınamayacağını görmemiz gerekir diye düşünüyoruz. Farklı düşündüğümüz için bazı kesimler tarafından eleştiriliyoruz. Ancak Halkın Partisi paylaşıma dayalı bir birliktelik yerine işbirliğine dayalı bir modelin konuşulması gerektiğiniz düşünüyor. Gelin bu adımları atalım diyoruz. Avrupa Birliği’nin kuruluşuna baktığımızda enerji işbirliğiyle başladıklarını ve zaman içinde bu işbirliği geliştirilerek bugünkü Avrupa Birliği’nin temelinin atıldığını görürüz. Biz paradigma değişikliğine gidiyoruz ve Rum tarafını işbirliğine zorlayan adımlar atan pozisyondayız. Doğal gaz ve Maraş konuları buna örnektir. Biz açık açık şöyle diyoruz; mevcut müzakereler Crans-Montana’nın koptuğu noktadadır. Bu noktadan tekrar başlamanın bu topluma kazandıracağı bir şey yoktur. Gerçekçi bir anlaşmayı hedefliyoruz.”

 

“Maraş açılımı Sayın Özersay’ın 2015’te bahsettiği bir projedir”

 

“Maraş açılımı, 2015’te Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Kudret Özersay’ın bahsettiği bir projeydi. Türk yönetimi altında hak sahiplerinin geri dönüşünü planlayan bir açılımdı. Bugün atılan adımlar aslında onun devamıdır” diyen Genel Sekreter, açılımın yeni hükümet döneminde hükümet programında da yer aldığını ve konsensus sağlandığını belirtti. Senin Maraş’la ilgili yaptığı açıklamada, ilk adımın envanter çıkarılması olduğunu söyledi. Son envanter çalışmasının üzerinden 20 yıl geçtiğine ve yapıların, sokakların güncel durumunu revize etmenin şart olduğuna işaret eden HP Genel Sekreteri, şöyle konuştu: “Birkaç ay içinde tamamlandığımızda elimizde bir veri olacak. İkinci adım olarak, BM kararlarına saygılı, insan haklarını göz ardı etmeden yasal mal sahiplerine Maraş’ın açılması konusu gündeme gelecektir. Tabii bu sadece Dışişleri Bakanlığı veya Halkın Partisi’nin değil, hükümetin uzlaşarak atması gereken bir adımdır. Bu konuda da şu anda bir sıkıntı yoktur, tutarlı olarak devam ediyoruz. Umarım Maraş açılır ve ülkede bir ekonomik kalkınma olur. Bu hayalet şehrin açılması belki bazı zihniyetlerin değişmesini de sağlar.”